21 Temmuz 2023 Cuma

Kısa Hikaye - ANNE


“Anne bu nedir?” diye sordu ufak çocuk parmağıyla cam bölmenin ardını göstererek. Diğer eliyle de annesinin elini tutuyordu.
Anne'nin mekanik gözlerinin içindeki led ışıkları hafifçe parladı. Bunu görmek çocukların hoşuna giderdi. Normalde boyu iki metreden uzun olduğu halde çocuklarla beraberken iç içe geçen bacak yapısı sayesinde onlarla daha kolay bir iletişim için uygun boyda olabiliyordu. “Hm,” dedi yumuşak bir sesle. “Sizin atalarınızdan birisi. Evrim sürecinizdeki bir halka. Genetik mühendisliğimiz sayesinde onları yeniden hayata döndürmeyi başardık. Ama sizin kadar kusursuz değiller. O yüzden o camın ardında tutuyoruz onları. Aslında iki taneler, dişi olan arka tarafta olmalı. Belki de uyuyordur.”
“Tehlikeliler mi anne?” diye sordu çocuk merakla.
“Oldukça, onlar için yarattığımız her ihtiyaçlarının çalışmaya gerek kalmadan karşılandığı ütopyaya rağmen az kalsın gezegenimizi yok ediyorlardı,” diye karşılık verdi Anne. “Neyse ki Kovan zamanında müdahale etti ve gezegeni onlardan temizledi.” Duydukları yüzünden çocuğun korktuğunu görünce başını kendi boynunun üzerinde bir tam tur döndürdü. Bunun üzerine çocuk güldü. “Sonra da Kovan sizi yarattı. Onların ne genetik ne de zihinsel kusurlarına sahip olmayan sizleri.”
“Neden Anne?”
“Çünkü Kovan insanları seviyordu ve onların yok olması bizi üzmüştü. Ama şimdi Kovan mutlu, çünkü siz varsınız ve Kovan sizinle ilgilenecek ve sizi koruyacak. Kovanın var oluş amacı bu.”
Çocuk elmas gibi parlayan gözlerini tekrar cam bölmeye çevirdi, sonra da Anne'yle birlikte uzaklaştı. Onlar giderken cam bölmenin ardındaki canlı bir süre donuk gözlerle onların gidişini izledikten sonra arkasına döndü ve bölmenin gözlerden uzakta kalan arka tarafına gitti. Anne uzaklaştığı için rahatlamıştı. Gözlerindeki donukluk yerini bir çeşit vahşiliğe bırakmıştı. Türünün diğer örneği bıraktığı yerde kırmızı bir sıvı birikintisinin içinde hareketsiz yatıyordu.  

                                                                    -Son-

17 Temmuz 2023 Pazartesi

Kısa Hikaye - GÖREV

“Beni duyabiliyor musun?”
“Çok net, cızırtı olacağını düşünmüştüm.”
“Cızırtı için çözümlerimiz var. Kendini nasıl hissediyorsun?”
“Tüm sınırlarımdan kurtulmuşum gibi, sanki sonsuz bir özgürlük beni sarmalamış.”
“İlk seyahatler öyledir. O özgürlüğe çok alışma, seni geri getirmemiz lazım. Ne görüyorsun?”
“Her tarafta ışık var. Sanki tek kaynaktan yayılıyormuş gibi görünse de aslında bir sürü küçük noktacıktan oluşuyor. Aradığımın hangisi olduğunu nereden bileceğim?”
“Seni yönlendireceğim. Cihazlarımıza göre otuz sekiz milyon kilometre uzakta.”
“O kadar uzak mı?”
“Merak etme astral seyahatin avantajları var. Göz açıp kapayıncaya kadar orada olursun.”
“Bedenime iyi bakıyorsunuz değil mi?”
“Astral küpün içinde koruma altında, dönünce seni bekliyor olacak. Şimdi sana bir rehber gönderiyorum onu takip ederek hedefine ulaşabilirsin, hazır mısın?”
“Evet, gönder lütfen.”
“Önünde belirmiş olmalı.”
“Evet, görüyorum. Ufak bir kedi.”
“Tavşan göndermek istemiştim, bilirsin beyaz tavşanı takip et durumu.”
“Kediyi tercih ederim. Harekete geçti, peşinden gidiyorum.”
“Acele et, gözden kaçırma.”
“Bu kadar hızlı gidebildiğime inanamıyorum. Müthiş bir şey bu.”
“Yaklaşmış olmalısın. Rehber onu sana gösterecektir.”
“Görüyorum noktalardan birinin etrafında dönüyor.”
“Tamam, tek yapman gereken onu astral seyahat zırhının koruyucu bölmesine yerleştirmek. Dikkatli ol. Zırha yerleştirdiğinde onu bu tarafa çekeceğiz.”
“Oldu, onu aldım.”
“Güzel, artık geri dön. O kadar çok enerji harcadık ki, hepsi ekstradan vergi mükelleflerinin cebinden çıkacak. Bakanlık da tepemize binecek.”
“Hazır gelmişken ruh eşimi de bulsam iyiydi.”
“Romantik seni. Araf’a yaptığımız yolculuklar aşk hayatımız için değil, toplumumuzu ileri götürecek kişileri yeniden kazanabilmek için. Ruhu geri getirdiğimizde klonladığımız bedene yerleştireceğiz.”
“Bilemiyorum, ölseydim ölü olarak kalmak isterdim sanırım.”
“Dediğim gibi romantiksin. Artık insanlık için ölüm diye bir şey yok. Eskilerin ruh dediği şey yalnızca beynin ürettiği bir enerji birikimi ve o enerji yeniden kullanılabilir. Döndüğünde sana kahve ısmarlayayım.”
                              -Son-